İletişim hatalarında akıl okuma eğilimleri vardır. Kişi, karşıdaki insan bir şey söylediğinde hemen alınır ve “Bunu, beni aşağılamak için söylüyorsun!” diyerek bu sözde kötü niyet arar. Bunlar paranoid eğilimlerdir ve geçmişi sıkça gündeme getirirler; kadınlarda bu duruma sıkça rastlanır. Erkeklerde karşılaşılan problem ise kendini bütünüyle haldi gösterme eğilimidir.
Erkekler davranışlarının sorumluluğunu almaz, bu surede karşı tarafın kişiliğini ezerler. Hâlbuki “Öfkeme sahip olamıyorum, bu benim zayıf tarafım; sen de haklısın!” diyebilseler, kadında ona karşı saygı uyanacaktır. Erkek “Güç bende!” kaygısıyla hareket ettiğinden, kontrolü kaybettiği hissine kapıldığı zaman hırçınlaşır.
Karşı tarafa kendini suçlu ve yetersiz hissettirerek egosunu tatmin eder. Böyle yaklaşımlar, erkekte suçluluk duygusu uyandırmalıdır.
Pasif saldırgan kişilik özellikleri taşıyan kadınlarda ise işi yokuşa sürme, yapmama, savsaklama, erteleme ve erkeği sinirlendirecek şeylere çanak tutma özellikleri ön plândadır. Kocasına kızdığı için nezlesini ona bulaştırıp öç alan kadınlar vardır.
Bir olay karşısında “İş işten geçti, artık geç kaldım!” deme yerine, “Geç de olsa durumu fark etmek beni mutlu etti.” yaklaşımı daha doğrudur. Erkekler olaylar karşısında ses tonunu daha kolay yükseltirler, onlarda danışmanlık rolüne girme eğilimi daha fazladır.
Yani sorunlarda erkek “bay mantık,” kadın ise “bayan duygu” rolündedir. Erkekler olaya “Benim fikrimi çürüt!” diye yaklaşırken, kadın “Beni anla!” diye seslenir.